Borç yükünü çevirmekte zorlanan vatandaşlar isyan etti
Gittikçe derinleşen ekonomik kriz, borç yükü içinde kıvranan vatandaşların geçimini zorlaştırdıkça zorlaştırıyor. Kadıköy’de ANKA’ya konuşan vatandaşlardan biri “Yeter artık. Gitsinler başımızdan. Yaşama hakkımız yok mu bu ülkede? Ömür hakkımız yok bizim. Hiçbir yerde hakkını arayamıyorsun. Konuştuğun an…”, bir oburu “Bak, 1000 lira da yetmedi. Bir şey alamadım çocuklara. Kurban olayım gerçekten gitsinler. Ağlayası geliyor insanın” dedi. Geçinebilmek için 68 yaşında pazarcılık yaptığını söyleyen bir vatandaş, “Sakatım, ameliyatlıyım, pazarcılık yapıyorum. Aldığım emekli maaşı 14,5 lira. Yetmiyor ki.” derken, emekli bir vatandaş da “Ekonomi bitik yani. Alt katman, bizim üzere, çay içmeye çay ocağına gidemiyoruz. Caminin avlusunda 7,5 lira da arkadaşlarla gidiyoruz da orada çay içiyoruz” tabirlerini kullandı.
İktidar sözcüleri sık sık faizlerle birlikte enflasyonun düşmeye başlayacağını söylerken Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), dün siyaset faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya yükseltti. Düşük gelirle borç yükü altında geçinmeye çalışan yurttaşlar ise kılık kırk yarıyor. ANKA’nın Kadıköy’de mikrofon uzattığı vatandaşlardan kimileri kredi kartı harcamalarına uzaklıklı olduklarını söylerken, bir pazarcı kart kullanım oranının pazrda bile yüzde 40’lara ulaştığını söyledi.
“YETER ARTIK. YEDİKLERİ İÇTİKLERİ ONLARIN OLSUN, GİTSİNLER BAŞIMIZDAN”
Vatandaşlardan biri “Yeter artık. Yedikleri içtikleri onların olsun, gitsinler başımızdan. Yaşama hakkımız yok mu bu ülkede? Ömür hakkımız yok bizim. Hiçbir yerde hakkını arayamıyorsun. Konuştuğun an…” dedi. Geçinebilmek için 68 yaşında pazarcılık yaptığını söyleyen bir vatandaş, “Sakatım, ameliyatlıyım, pazarcılık yapıyorum meskeni geçindiriyorum. Aldığım emekli maaşı 14,5 lira. Yetmiyor ki.” derken, emekli bir vatandaş da “Ekonomi bitik yani. Alt katman, bizim üzere, çay içmeye çay ocağına gidemiyoruz. Caminin avlusunda 7,5 lira da arkadaşlarla gidiyoruz da orada çay içiyoruz” dedi. Vatandaşların görüşleri şöyle:
“YAPILANDIRMAYLA DAHA ÇOK BORCA GİRİYORUZ”
“(Kredi kartı) kullanıyorum. Ay başı geldi mi zorlanıyoruz. Yapılandırma diyorlar yapılandırmaya giriyoruz, daha çok borca giriyoruz. Olmuyor yani, güzel değil. Ne olacak bu işin sonu bilmiyorum. Bu yaşıma geldim bu türlü birşey görmedim”
“CAMİ AVLUSUNDA ÇAYI TERCİH EDİYORUZ”
Oktay Yanlışsız (70 yaşında): “(Kredi kartı) hayatta. Varsa param masraf alırım, yoksa dişimi karıştırır otururum. İşte burada bakıyoruz bu türlü, birşey varsa ucuz alacağız. Ne diyebilirim ki, iktisat bitik yani. Şu anda siyasilerden öteki rahat eden kimse yok. Alt katman, bizim üzere, çay içmeye çay ocağına gidemiyoruz. Caminin avlusunda 7,5 lira da arkadaşlarla gidiyoruz da orada çay içiyoruz. O durumdayız yani. 2020’de emekli oldum, 800 lira maaş bağlandım, gittim memleketten inek aldım 1 milyar 100’e, kurban kestim burada. Artık 10 yıllık maaşla gidip o malı alamazsın. Bir acı soğanın kilosu olmuş 50 lira, al da ye. Alt katman insan nasıl yesin?”
“Hiçbir şey ileri gitmiyor, battık yani. Kredi kartı kullanmıyorum. Olabildiğince küçük kalmaya çalışıyoruz.
“SAKATIM, AMELİYATLIYIM, PAZARCILIK YAPIYORUM”
“Pazarcılık yapıyorum bu yaşımda. 68 yaşındayım, sakatım, ameliyatlıyım, pazarcılık yapıyorum meskeni geçindiriyorum. Aldığım emekli maaşı 14,5 lira. Yetmiyor ki. 15 lira kira parası, ne yiyeceksin ne ilçeceksin?”
“Ben hiç mutlu değilim, iktisattan, herşeyden. Hiçbir şey yeterli gitmiyor. Hiç tat, tuz yok”
“14 milyon lira maaş alıyorum. 50 lira domates. 6 bireyiz biz, 1 kilo domates bana kâfi mi? 3 kilo domates, 3 kilo salatalık alacağım ki anca. Çocuk da var yanımda, gelin var, çocukları var. Konutu yok, ödeyemez ki kirayı. Geçim bitmiş, son noktaya gelmiş artık”
“PATRONLARA, AĞALARA, ZENGİNLERE ÇALIŞAN BİR HÜKÜMET SİSTEMİ VAR”
Oruç Yıldırım: “Türkiye’nin durumu güzel değil. İşverenlere, ağalara, zenginlere çalışan bir hükümet sistemi var. Durum bu yani, geçinmiyoruz, geçiniyoruz, ben âlâ geçiniyorum, bunlar safsata. Evvelden beşerler maksat koyardı, 2 sene sonra 1 otomobil alırım, 5 sene sonra bir konut alırım, 4 sene sonra çocuğumu evlendiririm. Artık geleceğe yönelik bu türlü bir tespitte bulunamıyor. Asya’da ve Balkanlardaki fakirlik sistemini Türkiye’ye getirdi Tayyip Erdoğan. Yani, benim halkım fakir olsun, itaatkar olsun, verdiği verginin hesabını sormasın, reaksiyon vermesin, şov yapmasın, demokratik hakkını kullanmasın. Sistemin ana özeti budur”
“Bak, 1000 lira da yetmedi. Birşey alamadım çocuklara. Kurban olayım gerçekten gitsinler. Ağlayası geliyor insanın”
“Yeter artık. Yedikleri içtikleri onların olsun, gitsinler başımızdan. Yaşama hakkımız yok mu bu ülkede? Ömür hakkımız yok bizim. Hiçbir yerde hakkını arayamıyorsun. Konuştuğun an… Bu kadar söyleyeyim”
“Öyle hoş birşey yaptılar ki, çalıştığımız bile hiçbir şeye yaramıyor. (Kredi kartı) asla, kullansak işin içinden çıkamayız. Battı Türkiye”
Pazarcı esnafı Medet Öztutan: “Kuru kalabalık. Eskiye nazaran yarı yarıya mal getiriyoruz artık lakin ona karşın sıkıntı bitiriyoruz, bazen bitiremiyoruz. İşler hiç kimse için tıpkı değil, Birçok esnaf küçülmeye gidiyor, ya tezgahı küçültüyor, ya eleman çalıştırmıyor. Kredi kartı artık pazarda herkes kullanmak zorunda kaldı. Yüzde 40’ı kartla alıyor diyebilirim. Yalnızca 1-2 modül alanlar nakit alıyor”
