İYİ Partili Çömez’den sert tepki
İYİ Parti Küme Başkanvekili Turhan Çömez, TBMM Genel Konseyi’nde uydurma oy kullanımı konusunda TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a dilekçe sunduklarını belirterek “Sahte imza ile Meclis’i çalıştırmaya çalışanların dikkatimiz sonucunda emelleri boşa çıktı. Kendi kanununa sahip çıkamayan, saraydan gelen talepleri bile Meclis’te görüşmeye aciz bir iktidar güruhu ile karşı karşıyayız” dedi.
İYİ Parti Küme Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Türkiye’yi soykırım yapmakla suçlayan DEM Parti Mardin Milletvekili George Aslan’ın sözlerinin Meclis tutanaklarından kaldırılması ve Aslan’ın Meclis’ten süreksiz olarak üç birleşim çıkarılması için Meclis Başkanlığı’na yaptıkları müracaata şimdi bir karşılık alamadıklarını belirten Çömez, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk siyasetçileri olarak milletlerarası arenada uğraş verirken, temelsiz soykırım savlarının lisana getirildiği parlamentoların devletleriyle ilgili adımlar atarken, kendi parlamentomuzda böylesine alçakça bir iftiranın atılmasına sessiz kalamayız. Meclis Liderimizin vermiş olduğumuz dilekçe kapsamında gereğini yapmasını istiyoruz” dedi.
Genel Kurul’da bir mühlet evvel yapılan oylama sırasında düzmece imza atıldığının ortaya çıktığını hatırlatan Çömez, emsal bir sürecin dün akşam da yaşandığını söyledi.
Eski Anayasa Komisyonu Başkanı ve AKP Tokat Milletvekili Yusuf Beyazıt ismine uydurma oy kullanıldığını kaydeden Çömez, “Sahte imza ile Meclis’i çalıştırmaya çalışanların dikkatimiz sonucunda emelleri boşa çıktı. Kendi kanununa sahip çıkamayan, saraydan gelen talepleri bile Meclis’te görüşmeye aciz bir iktidar güruhu ile karşı karşıyayız. Hepimizin tarihi sorumluluğu millet iradesinin tecelligahı olan bu çatıya sahip çıkmaktır. Bu sebeple Meclis Başkanı’na yeni bir dilekçe verdik ve bundan sonra parlamentoda düzmece oy kullanılmaması için gereğini yapmasını istedik” diye konuştu.
Adana’da bir ağır bakım tabibinin, yaşlı hastalarda protein eksikliğinin tespit edildiğine dair açıklamasını hatırlatan Çömez, “Emekliye 14 bin lira vererek açlığa mahkum ettiğiniz gerçeği bilimsel olarak ortaya kondu. Bu topraklarda bu milleti açlık ve sefaletle yaşatmaya kimsenin hakkı yok” tabirini kullandı.
Türkiye’de yoksulluk hududunun 81 bin 750, ortalama memur maaşının 49 bin 600, minimum fiyatın 22 bin 100, en düşük emekli maaşının ise 14 bin 470 lira olduğuna işaret eden Çömez, “Bu kısımların hepsi yoksulluk sonunun altında yaşıyor ve bundan ötürü yaşlılarımızı kaybediyoruz. Pekala bunun sebebi ne? Biri yolsuzluk, başkası berbat yönetim” dedi.
Türk tarımı ve hayvancılığının da planlı bir halde ihanet projelerine teslim edildiğini savunan Çömez, “AKP yerli üretimi bitirirken, Türk tarım ve hayvancılığını çökertirken gözünü dışarıya dikmiş ve Latin Amerika çiftçisini varlıklı ediyor. Birebir vakitte kendi yandaşı olan 7-8 et ithalatçısı çeteyi varlıklı ediyor. Milleti yoksullaştırırken, yabancıları varlıklı ediyor” biçiminde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hayvan ithalatı için talimat verdiğini de hatırlatan Çömez, “Sorunun tahlili için buldukları metoda bakın. Bu türlü bir anlayış ile Türk hayvancılığını kurtarmaya çalışıyorlar” dedi.
TÜİK datalarına nazaran Türkiye’de 2023 yılında çocuklara yönelik 26 bin cinsel istismar yaşandığını aktaran Çömez, “Normal kurallarda Aile ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı’nın devreye girip mağdurun hakkını koruyor olması gerekiyor. AKP’li bir milletvekilinin yeğeni tıpkı vakitte TRT bölge müdürlüğünde güvenlik vazifelisi olarak çalışan bir şahıs, 10 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunuyor. Bakanlık mahkemeye müdahil olmak için tek bir avukat bile göndermiyor. Buradan Mahinur Özdemir Göktaş’a sesleniyorum. Haberin mi yoktu yoksa bu alçağın gerisinde AKP’liler var diye avukat göndermeye imtina mı ettin” diye sordu.
Sınır komşularına nazaran Türkiye’de çocuk vefatlarında artış olduğunu ekleyen Çömez, “Erdoğan’a ve iktidar cephesine sesleniyorum. Bu çocukların vefatından kim sorumlu? Elinizi vicdanınıza koyun ve buna yanıt verin” tabirini kullandı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’ın Yunanistan tatiline değinen Çömez, “Kendisi 50 metrelik harika lüks bir yat tercih etmiş. Yatın fiyatına baktık; 1.5 milyar liralık bir yattan bahsediyoruz. Sayın Bakan’ın ziyaretinden sonra Yunanistan basınında bir sevinç bir sevinç. Yunanistan basını ‘Türk Turizm Bakanı da buraya geliyorsa Türk turizmi çökmeye aday. Türkler artık oluk oluk buraya gelecek’ diyor. Türk turizmi kan ağlarken, binlerce otel satılıkken, otellerin yüzde 30’u doluyken, girdi maliyetlerinden ötürü oteller rekabet edemezken; bizim turizm bakanımız Yunanistan sularında keyif çatıyor. 1.5 milyar liralık yatta jakuzisinde eğlenerek Türk kıyılarına bakış atıyor” halinde konuştu.
Kartalkaya’daki yangın faciasından gece saatlerinden haberi olmasına karşın Bakan Ersoy’un sabah saatlerinde ise bir otele giderek spor yaptığını lisana getiren Çömez, “Bunlar ‘biz kimsesizlerin kimi olacağız’ diyerek iktidara geldiler. Yoksul sofralarında fotoğraf vererek iktidara geldiler ancak bugün içine düştükleri durum içler acısı bir durum” dedi.
Bakan Ersoy’un yangınla ilgili komite toplantılarına katılmadığını da hatırlatan Çömez, şöyle devam etti:
“Komisyonda çok önemli çalışmalar yapıldı. Bilirkişi raporunda Turizm Bakanlığı bürokratlarının soruşturulması isteniyor. Mahkeme de bakanlığa yazı yazarak soruşturma müsaadesi istiyor. Bakan Beyimiz ise ‘ben bürokratlarımı sorgulatmam’ diyor. Bakan’ın imzası ile sorgulama yapılamıyor. Bakan’ın birebir yazıda altını çizdiği bir isim var. Sevinç Çıldık. Pekala Sevinç Çıldık kim? Bakan’ın kendi şirketinden transfer edip bakanlığa genel müdür yaptığı bir isim. Bu isim neden bu kadar korunaklı diye araştırdım. Karşıma ne çıktı biliyor musunuz? Bu isim birçok resmi evraka imza atmış. Bunlardan kıymetli bir kısmı da Bakan’ın şahsi şirketleriyle ilgili. Bodrum’da Kissebükü Koyu var. Dünyanın en hoş coğrafyası. AKP iktidara geldikten sonra bu koyun gerisindeki 95 bin metrekarelik ormanlık alan Bakan’ın şirketine verilmiş. STK’lar ayağa kalmış, ‘ÇED raporu olmadan işletme açılması hakikat olmaz’ diyerek mahkemeyi kazanmışlar. Bakan burayı kaçırır mı, çabucak projeyi değiştirmiş. Orman Bakanlığı, Bakan Ersoy göreve geldikten sonra tahsis edilmek istenen alanın yanındaki 25 bin metrekarelik orman alanını Turizm Bakanlığı’na tahsis etmiş. Bu alanlar da daha sonra Sayın Bakanımızın şirketine tahsis edilmiş. Bu tahsis sürecinin altında Sevinç Çıldık’ın imzası var. Şu hale bakın”
