Almanya’da siyasi dengeler değişiyor mu? CDU, AfD’yle temasa açık
Almanya’da şubatta yapılan seçimleri kazanan Hristiyan Demokratlar (CDU), partinin uzun yıllardır sürdürdüğü çok sağcı AfD’yle çalışmama siyasetinde yumuşamaya gidiyor.
Politico’da yer alan habere nazaran CDU’lu siyasetçiler, 23 Şubat’taki seçimlerden ikinci parti olarak çıkan AfD’yle parlamentoda işbirliği yapmaya hazırlanıyor.
Gazete Oksijen’deki habere nazaran Almanya’da onlarca yıldır merkezdeki partilerin neredeyse tamamı çok sağcı siyasetçilerle işbirliği yahut mutabakat yapmayı reddediyor. Ülkenin Nazi geçmişi nedeniyle ortaya konan bu yaklaşım, siyasetçiler ve medya tarafından “yangın duvarı” olarak isimlendiriliyor.
Ancak AfD’nin, seçimlerde II. Dünya Savaşı sonrasında çok sağ bir partinin elde ettiği en yüksek başarıyı elde etmesi bu yangın duvarının çatlamasına neden olabilir.
Politico’ya konuşan AfD’li yetkililer, birtakım milletvekillerinin öteki partilerden vekillerle kapalı kapılar gerisinde kimi görüşmeler yaptığını ve muhakkak mevzularda işbirliğine yönelik işaretler olduğunu söyledi.
CDU’nun önde gelen isimlerinden biri olan Jens Spahn ise Bild’e yaptığı açıklamada, AfD’nin parlamento süreçlerinde herhangi bir muhalefet partisi üzere muamele görmesi gerektiğini söz etti.
Spahn, “Böyle güçlü bir formda orada oturuyorlar zira seçmen bize bir şey söylemek istiyor. Seçmenleri ciddiye almalıyız” diye konuştu.
CDU/CSU parlamento kümesinin lider yardımcılığını üstlenen Johann Wadephul ise RDN’e verdiği demeçte yıllardır uygulanan blokajın AfD’yi kurban rolüne soktuğunu savundu. Wadephul artık AfD’li vekillerin parlamento komitelerine başkanlık etmesini destekleyeceğini söyledi.
Parti içinde ‘yükselen yıldız’ olarak görülen bir öteki CDU’lu vekil Philippe Amthor ise FAZ’a yaptığı açıklamada, “Bu kümenin, prosedürel hareketlerle değil;güçlü, asıllı bir tartışmayla geri püskürtülmesi gerektiği tarafında haklı bir görüş var” dedi.
6 Mayıs’ta iktidarı devralması beklenen CDU’nun ana muhalefetteki AfD’ye birtakım sorumluluklar yükleyerek bunu seçmenin takdirine sunma stratejisi izlemesi bekleniyor.
Almanya’nın bir sonraki başbakanı olacak olan CDU lideri Friedrich Merz, seçim kampanyası periyodunda buna emsal bir yaklaşımla nabız yoklaşmıştı. Merz, AfD oylarına güvenerek parlamentoya göç bahisli bir yasa tasarısı sunmuş, bu durum o periyot reaksiyon çekmişti.
23 Şubat’taki seçimlerin ardından ana muhalefet partisi pozisyonuna yükselen AfD böylelikle birtakım komitelere başkanlık etme fırsatı yakaladı. AfD’li vekillerin oturacağı bu başkanlık koltukları parlamentoda birtakım oturumları yönetiyor ve yasama takvimi üzerinde kelam sahibi olabiliyor.
AfD, Bundestag’daki tesirini ve gücünü artırarak başka partilerle siyasi işbirliği kanallarını açsa da, CDU’yla koalisyon muahedesine varan Toplumsal Demokrat Parti’nin (SPD) bu husustaki tavrında bir değişiklik yok.
Tagesspiegel’e hususla ilgili bir açıklama yapan SPD’nin parlamento sekreteri Katja Mast, “AfD, öbür partiler gibi bir parti değil. Tüm kararlılığımızla demokratik kurumlarımızı, hepsinden evvel de parlamentoyu koruyacağız” dedi.
