CHP fabrika ayarlarına mı dönüyor? Hapisteki Ekrem İmamoğlu hayal aleminden uyandı
Deneyimli gazeteci Hakan Aygün, YouTube kanalında yaptığı tahlilde, “CHP’nin de, CHP medyasının da fabrika ayarlarıyla oldukça oynanmıştı. Galiba Artık fabrika ayarlarına geri döndürme vakti geldi” diyerek bundan sonraki sürece dair kıymetli öngörülerde bulundu.
Aygün CHP tahliline başlamadan evvel, “Bakın; toplumsal olayların işleyişi şöyledir” diyerek şöyle konuştu:
“Herkes bir anda o denli bir gaza gelir ya da getirilir ki; aslansın, kaplansın, mükemmelsin, yürü be seni kim meblağ der. Diyen inanır da buna, özdendir gerçekten. Lakin ne zamanki gidişat aykırıya döner, tıpkı adam, birebir güruh; Yahu biraz ileri gidilmiş… Yahu bu kadar da ileri gidilmez, “Ya, yapmayın etmeyin dedik ancak dinlemedikler, Biz söylemiştik der. Ya da bizi de yanılttı, halbuki onun görmesi lazım. Biz nereden bilelim ki der.”
Şimdi benzeri bir durumun CHP’de yaşandığını anlatan Hakan Aygün hususla ilgili tespitlerini şöyle sıraladı:
“Öyle bir gaza gelindi ve getirilindi ki tam bir hayal dünyasına kapılındı. Ayaklar yere basmadı. En birinci parti olduktan, direne direne kazanacağınıza kadar uzanan bir düşler tarlasında yaşanıldı. Hala da yaşanılıyor. Yaşasın artık o hoş günler geri geldi sanıldı. 14 kez seçim kaybettik, artık kazanmaya başladık sanıldı. Genciz, hoşuz eskileri çöplüğe atarsak gelecek bizimdir sanıldı. Direnerek geri adım attırıyoruz aman ha uğraş az kaldı zindanlar boşalacak sanıldı. CHP’mize kalkan eller kırılacak, bize dokunan bin yanar, kapıdan içeri sokmayız naraları atıldı ve artık mecburen hayatın gerçekleriyle yüzleşme başlıyor.
HAYATIN ACI GERÇEKLERİNE ÇARPTILAR
Hayatın gerçeklerinde birinci husus şu: Tarihinde görmediğin kadar zahiyat görmüşsün. En birinci parti olmuşsun lakin artık anketlerde oyun sabitlenmiş. Tek başına bir şey yapman tek başına iktidar değiştirmen mümkün değil. Yani kendin dışındaki muhalefeti ihmal etmişsin. Aritmetik olarak artmışsın ancak geometrik bir artış yok. O artış da biraz senden evvelkinin artçı dalgası. Ancak sen salla dur. Meydan var sanmışsın fakat o medyan elinden kaydı kayacak. Fakat sizde en ufak bir öngörü yok. Hiçbir yedekleme yok. Ya da hiçbir şey düşünülmemiş. Mesela, CHP tek medyası olan partiyken 10-15 yıldır artık hiç medyası olmayan tek partiye dönüşmek üzere. Buradan uyarıyorum; göreceksiniz hala da anlayamıyorlar. O varsa var sanıyorlar. Göreceksiniz; Ekrem Bey’in adaylığı palavra olmuş ancak siz hala palavradan oraya takılmış gidiyorsunuz. Oysa Mansur Bey bile tereddütlere girmiş hala haberiniz yok. Kendi içinizden haberiniz yok. En makûs olasılık Özgür Bey olur sanıyorsunuz lakin onun başına geleceklere de hala inanmamış görünüyorsunuz. CHP kurultayı CHP’yi karıştırmak için iptal edilecek. Son idare gelecek. Gidelim Kemal Bey’in kapısına; Biz ettik siz etmeyin çok havalara girdik diye özür dileyin. Yeni yol haritasına bakın birlikte diyoruz. Trolleri kudurdukça kuduruyor, Kemal Bey’e saldırıp ipleri yeterlice geriyor. Hala başınıza geleceklere inanamıyorsunuz. Yani biz kurultay davasına bakıp galiba mecburen tek yol Kılıçlıoğlu dedikçe; kapıdan içeri sokmayız naraları atıyorsunuz. En yetkili ağızdan dua edelim de o kapıdan içeri girsin. Aslında o da içeri girmezse CHP kabak üzere ortada kalıyor diye göremiyorsunuz. Yeni idare çok başarılı, oburunu istemeyiz diyorsunuz. İktidarıydı, mahkemesiydi; hepsi bakıp aklı önce CHP’liler mevcuttan öteki bir şey istemiyor. Biz de onların isteğini yerine getirelim diyecek ya, onu bekliyorsunuz… Velhasıl en ufak rasyonalite yok.
KILIÇDAROĞLU’NU SİLİVRİ’YE İMAMOĞLU ÇAĞIRDI
Bence jetonlar ağır ağır düşmeye başladı yahut başlayacak üzere. Artık o evreye gideceğiz. Yani çok bozulacaksınız. Çok inandıklarınızın sizden evvel bize inanmaya başladığını görünce satıldık sanacaksınız. Ancak kazın ayağı o denli değil, yalnızca jetonlar düşmek zorundaydı. Sizi satan falan yok, o denli inandılar, o denli inandırdılar. Lakin realite de gelip kapıyı çalmaya başladı.
Şimdi İmamoğlu’nun Kemal Bey ile görüşme istemesi ve Kılıçdaroğlu’nun da bunun üzerine Silivri’ye gitmesi olayını yaşadık. Anladığım o ki kurultaydaki ses kaydının sızdırılması İmamoğlu’nu çok üzmüş ve eski genel liderine durumu şahsen kendisi açıklamak istemiş. Buyur, ne olur beni ziyaret edin diye bildiri göndermiş. Lakin bu vesileyle de konuşulacak bahisler da vardı, elbette konuşuldu.
Şimdi, İmamoğlu bu analizimin başında bahsettiğim genel yanlışları da yaptı. O kadar âlâ geldi fakat son bir buçuk yıldır başta CHP kurultayına
direkt burnunu sokmaktan başlayarak bence büyük siyasi kusurlar yaptı. Erken öttü, erken öten horozu keserler. Geriden adaylık konusunda da erken öttü ve en değerlisi 3. sınıf kurmay ve danışmanlarını vakti geldiğinde yenileyememenin ve bence yanlış yönlendirmenin kahrını yaşadı.
Özgür Özer’le İmamoğlu’nun en temel ortak kusurları ise Kemal Beyefendisi, Hikmet abi, Murat abi Altan abi üzere eski genel başkanlığı mezarlığına atmaya çalışmalarıydı. Halbuki devirdikleri andan itibaren Kemal Bey’e daha çok gereksinimleri vardı. Jetonları düşmedi…
Bunun yerine, neredeyse periyodu sabık yaptılar. Halbuki savaş sanatı der ki en güçlü olduğunu sandığın an en zayıf anındır.
HERKES KENDİ BAŞININ DERMANINA Mİ BAKACAK?
CHP delegesi ve CHP tabanının ve de kamuoyundaki havanın da kötü gazına geldiler. En başta da dedim bu gazı verenler, sonra gazı da bir anda keserler. Tam zıddını demiştik derler, inkar ederler. Artık sokaktaki vatandaş doğal olarak daima havası basılan hayal aleminde yaşıyor. Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu da hala tıpkı hayal alemindeler mi merak ediyorum.
Mesela İmamoğlu’nun gerisinde durduk duracağımız kadar artık kendi başımın devasına bakmalıyım diyor mu Özgür Özel merak ediyorum. Sahiden merak ediyorum Özgür Özel’in gerisinde duracağım kadar durdum. Lakin o da benim gerimde bir yere kadar durabilir ve çok ihmal ettiğim Kemal Bey yarın başa geri gelirse beni sahiplenmesi için neler yapmalıyım diye düşünüyor mu Ekrem Bey merak ediyorum… Vallahi insanlık halidir, herkes her şeyi düşünür. Bunlar olacak şeyler. Benim gördüğüm bayram bitti, herkes artık acı gerçeklerle karşı karşıya kaldı.
Keza içeride moralinin çok yüksek olduğunu düşünmediğim Ekrem Bey, Özgür Bey’in gidip Kemal Bey’in geleceğini görüyor. Muhtemelen tahminen bir ortak uzlaşma ya da yeni duruma ayak uydurma durumlarına bakınıp duruyor. Bir yandan da Özgür Özel’in kendisinin üzerine bir bardak su içebileceği dedikoduları canını sıkıyordur İmamoğlu’nun Lakin mantıkta biraz onu gerektiriyor. Herkes bunları da düşünmekte haklı. Sonuçta mahpustaki insanın psikolojisi farklı olur.
Bence mahpustaki İmamoğlu hayaller aleminden yeterlice uyandı. Her şeye uyar noktaya geldi. Keza Kılıçdaroğlu ile telefon konuşmasının sızdırılmasını da genel merkez operasyonu olarak düşünüyor. Kendisi içerideyken, dışarıdakilerin Kemal Bey gelmesin Özgür Özel kalsın paranoyasıyla hareket etmelerine bozuluyor. Evvel bir bana bakın diyor.
Bir müddet evvel tek yol Kılıçlıoğlu demiştim. Beğenirsiniz beğenmezsiniz tüm yollar ona çıkıyor Israr ediyorum. Ona nazaran form alın sevgili CHP’liler. Kemal Bey’e nazaran biçim alın ki Kemal Bey bu süreci gerçek yönetsin. Yardımcı olmaya çalışsın demiştim. Mahkeme kararıyla son idare mecburen gelecek. Kemal Bey’in de reddetme şansı yok. Yoksa parti boşta kalır demiştim. Artık ise bir vites ileri atıyorum; Artık bu iş mecburi de facto bir durum olmaktan çıktı. CHP’nin bir müddetliğine kesin kes Kılıçdaroğlu’na gereksinimi var. Bu şu anki haliyle gitmez, Bir toparlayıcı lazım diyorum. Ve asıl bomba haber tahlilim; galiba birinci jetonu düşen de İmamoğlu… Daha fazla konuşturmayın beni.”
