Obeziteyi önlemede ezber bozan detay ortaya çıktı
Obezite, dünya genelinde giderek artan bir sıhhat sorunu olarak karşımıza çıktı.
Uzmanlar, obezite ile uğraşta yalnızca kalori alımının azaltılmasının kâfi olmadığını vurguladı.
Obezitenin karmaşık nedenleri ve tesirli tahlil stratejileri üzerine yapılan araştırmalar, bu sorunun çok boyutlu olduğunu ortaya koydu.
Obezite, dünya genelinde giderek artan bir sıhhat sorunu olarak karşımıza çıktı. Fakat, yalnızca kalori azaltmanın obeziteyi önlemek için kâfi olmayabileceği konusunda uzmanlar uyardı.
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hakan Düğer, obezitenin karmaşık bir endokrin bozukluk olduğunu ve yalnızca kalori alımını azaltmanın bu sorunu çözmede yetersiz kalabileceğini belirtti.
Beslenme uzmanı Dr. Ahmet Koç, “Kalori alımını azaltmak, başlangıçta kilo kaybına yol açabilir; fakat beden bu duruma ahenk sağladığında, kilo verme süreci durma noktasına gelebilir” formunda açıkladı.
2021’de yapılan bir çalışmada, ruhsal durumların obezite üzerindeki tesirleri incelenmiş ve gerilimli bireylerin daha fazla kalori tüketme eğiliminde olduğu bulundu.
Dr. Elif Arslan, “Davranışsal terapi prosedürleri, bireylerin yeme alışkanlıklarını değiştirmelerine yardımcı olabilir ve bu da uzun vadede kilo denetimini destekler” diyerek bu yaklaşımın değerine dikkat çekti.
Doç. Dr. Düğer, obezitenin sadece kalori alımı ile alakalı bir dengesizlik olmadığını, birebir vakitte hormonal sistemler, sitokinler ve ömür biçimi üzere birçok faktörün tesiriyle ortaya çıktığını vurguladı.
Kalori alımındaki azalma, bazal metabolizma suratında da bir yavaşlamaya neden olabilir. Bu durum, beklenen kilo kaybının gerçekleşmemesine yol açabilir. Bazal metabolizma suratı, iç organların ve organ sistemlerinin çalışması için gereken güçtür. Kişi daha az kalori aldıkça, beden da statükosunu korumak için daha az kalori harcar. Bu nedenle, yalnızca kalori azaltarak obezite ile çaba etmek, uzun vadede başarısızlıkla sonuçlanabilir.
Uzmanlar, obezite ile gayrette daha bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini savundu.
Doç. Dr. Düğer, obezitenin hormonal bir dengesizlik olduğunu ve bu nedenle tedavi sürecinde hormonal dengeyi sağlamak için çeşitli stratejilerin uygulanması gerektiğini belirtti. Ayrıyeten, hayat stili değişiklikleri, sistemli fizikî aktivite ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının benimsenmesi de obezite ile uğraşta kıymetli rol oynadı.
Bilimsel araştırmalar da bu görüşleri destekledi. Örneğin, 2020 yılında yapılan bir çalışma, yalnızca kalori azaltmanın obezite tedavisinde kâfi olmadığını ve hormonal istikrarın sağlanmasının kilo kaybında kritik ehemmiyete sahip olduğunu gösterdi. Ayrıyeten, tertipli antrenman ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarının obezite riskini azaltmada tesirli olduğu kanıtlandı.
Obezite ile çabada yalnızca kalori azaltmanın kâfi olmayabileceği, hormonal istikrarın sağlanması ve hayat biçimi değişikliklerinin de değerli olduğu bir gerçek olmasıyla gündem oldu.
Uzmanlar, obezite tedavisinde daha bütüncül bir yaklaşım benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
Sağlıklı beslenme, nizamlı idman ve hormonal dengeyi koruyacak stratejiler, obezite ile gayrette başarılı sonuçlar elde edilmesine yardımcı olabildi.
