Öcalan’ın ikinci mektubu ortaya çıktı! DEM Parti paylaştı
İmralı Heyeti’nin 27 Şubat tarihinde gerçekleştirdiği görüşme sonrası bebek katili Abdullah Öcalan’ın PKK’nin feshetmesi davetinden sonra Öcalan 8 Mart Bayanlar Günü’ne ait bir bildiri daha paylaştı.
Diyarbakır’da gerçekleştirilen mitingde terörist Öcalan’ın iletisini Asrın Hukuk Ofisi avukatlarından Suzan Akipa okudu.
Bebek katili, yaptığı açıklamada, “Kadın sorunu, Kürt sıkıntısından daha derin bir problemdir. Kürt sıkıntısından daha derin ve esaslı bir bayan sorunu var ortada. Biz yalnızca bunun küçük bir başlangıcını yaptık. Savaş ve çatışma kültürü en başta bayana yöneliktir. Bu kültürü bir nebze de olsa geriletmek çabanın dinamosudur. Devrin ruhu, demokratik siyasettir; lisanı de barış lisanıdır. Barış ve Demokratik Toplum Daveti tıpkı vakitte bayanlar için de bir Rönesans’tır” dedi.
DEM Parti tarafından paylaşılan Öcalan’ın mektubu şöyle:
Kadını olduran topraklarda insan gerçekliğini tüm çıplaklığıyla yaşadığınızın farkındayım. Büyüleyici bedelinden hiç vazgeçmediğim sizlerle hayatın bu hali, herhalde beni ayakta tutan temel hayat prensibim oldu. Görkemli ve özgür gerçekliği de en az öbür bir Mezopotamya birincisi olacaktır, hatta olmuştur.
Kadın özgürlük sıkıntısı bütün ehemmiyetini koruyor. Demokratik komünalist süreç, ana bayan toplumsallığının güncellenmiş halidir. Toplumsal gerçekliğe de fakat bu teknikle varılır. Tecavüz kültürü aşılmadıkça ideoloji, bilim, estetik, etik ve din alanlarında toplumsal hakikat açığa çıkmaz. Yeni devir toplumunun derinlerine gömülü olan erkek hükümran kültürü yıkmadıkça, Marksizm’in de kanıtladığı üzere, sosyalizmin başarısı da mümkün olmayacaktır. Sosyalizme bayan özgürlüğünden gidilir. Bayan özgürlüğü olmadan sosyalist olunmaz, sosyalizm olmaz. Demokrasi olmadan sosyalizme gidilemez. Sosyalizmle birinci imtihanım bir bayanla nasıl konuşacağımı bilmektir. Bir bayanla nasıl konuşacağını bilmeyen sosyalist olamaz. Bir erkeğin sosyalistliği, bayanla kurduğu bağlantı biçimiyle ilgilidir.
“KADIN KOZMOSUN TA KENDİSİDİR”
Kutsallık bayana aittir. Bayan kainatın ta kendisidir; erkek ondan sapmadır, sapmış bir gezegendir. Birinci evvel çocuğa seslenmek için lisanı üreten bayandır. Kültürü üreten de bayandır. Toplumun doğuşunu sağlayan da bayandır. Kutsallık ve tanrısallık ona aittir.
Kadınlar için dört katmanlı bayan kurtuluş ideolojisi geliştirdim. Bir teoridir. Ana bayan kültürü, tanrıça çağı M.Ö. 10.000 ile 4000 ortasındadır. Tek ilahlı dinler Babil ile başlar. Babil destanı, bayanın köleleştirilme destanıdır. Babil yaratılış destanı, Mezopotamya mitolojisinin temel taşlarından birisidir. M.Ö. 4000-2000 ortası bayan kültürü, bayan kaybetmeye başlamıştır. Ana bayan kültürü yıkıldıktan sonra Mitaniler ile birlikte saray bayanı doğmuştur. Nefertiti bir saray kadınıdır. O süreçteki saray bayanı da günümüze yanlışsız konut bayanı haline getirilmiştir. Sati kültürü ve geleneği var, biliyorsunuz. Sati kültüründe bayanlar ateşe atılır ve yakılır. En son uygulama 1832’dedir. İngilizler bu kültüre son vermiştir.
“ESAS OLAN ZİHNİYETLE SAVAŞMAK”
Yeniden doğuş değerlidir. Bayan biyolojik olarak değil; toplumsal, kültürel ve tarihî olarak ele alınmalıdır. Simone De Beauvoir’ın söylediği üzere, bayan doğulmaz, bayan olunur. Ben evliliğe ve aşka karşı değilim lakin her gün aşk ismine vahim cinayetler işleniyor. İnsan aşık olduğu kişiyi öldürür mü? Aşk bu değil. Biliniyor, birçok bayan bu alakalar nedeniyle intihar etti.
Bir de özgür bayan kültürü var. Sizler bu kültüre yakınsınız artık. Bayanlar anne olmayı, eş olmayı aşmaya çalışıyor. Lakin hala özgürlük kültürünün yüzde 10’u ile yönetim ediyorsunuz. Temel olan zihniyetle savaşmaktır. Erkek hükümran toplum yapısı bayanlar için birçok sorun yaratıyor. Şiddet var, sömürü var, ensest var, tecavüz var, kızlar öldürülmeye açık. Yarın öbür gün çocuklar öldürüldüğünde ne yapacaksınız? Sati kültürü derken bunu kastediyorum. Bu kültürle, bu zihniyetle savaşacaksınız. Bu türlü tortularınız var. Bu tortulardan arınmanız lazım.
Kadın sorunu, Kürt sıkıntısından daha derin bir sıkıntıdır. Kürt sıkıntısından daha derin ve esaslı bir bayan sorunu var ortada. Biz yalnızca bunun küçük bir başlangıcını yaptık. Savaş ve çatışma kültürü en başta bayana yöneliktir. Bu kültürü bir nebze de olsa geriletmek uğraşın dinamosudur.
Dönemin ruhu, demokratik siyasettir; lisanı de barış lisanıdır. Barış ve Demokratik Toplum Daveti birebir vakitte bayanlar için de bir Rönesans’tır. Ortak yaşama inanan ve davetime kulak veren bayanları güncellenmiş ve başarmış Mem û Zîn ve Derweşê Konuttu aşkıyla selamlıyor, 8 Mart Dünya İşçi Bayanlar Gününü kutluyorum.
https://twitter.com/DemPartiKadin/status/1898329156074479967
