Özgür Özel’den çok konuşulacak çağrı! ‘Hodri meydan…’
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 1 Mayıs gerekçesiyle Türkiye Devrimci Personel Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu İşçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından gerçekleştirilen mitinge katıldı.
Burada basın açıklamalarında bulunan Özel, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun “Kanal İstanbul’u muhakkak yapacağız” kelamlarına sert açıklamalarda bulundu.
“TAYYİP ERDOĞAN’A SESLENİYORUZ: HODRİ MEYDAN”
Özel, “Yüzde 80’nin karşı olduğu bir projeyi inatla savunmak, milletle inatlaşmaktır. Ağızlarındaki baklayı çıkardılar. Buradan Tayyip Erdoğan’a sesleniyoruz: Hodri meydan. Koyun İstanbul’a sandığı. Oylayalım Kanal İstanbul’u. Siz Kanal İstanbul’u savunun, biz İstanbul’u savunalım. Bakalım bu referandumdan kim çıkacak?” dedi.
“İSTANBUL’UN SEMBOL MEYDANI TAKSİM ABLUKA ALTINDA”
CHP lideri Özel, şunları kaydetti:
“Biraz evvel de çağrıcı dört yapının pahalı genel liderleriyle birlikte işçileri selamladık. Buradan 1 Mayıs Personel Bayramı’nı kutluyorum. Bir ülkede emek özgürse o ülke özgürdür. Örgütlenmenin önündeki mahzurlar kaldırılmışsa ve işçilerin önündeki bariyerler kaldırılmışsa o ülke özgürdür ve o ülke daima birlikte zenginleşmeye gerçek ilerlemektedir. Bugün Türkiye’de hem örgütlenmenin önünde mahzurlar var hem de Türkiye’nin, İstanbul’un sembol meydanı Taksim abluka altında. Sendikalar bugün yıllar sonra Kadıköy’deler. Lakin temel gayenin Taksim olduğunu söylüyorlar. Biz de Taksim’in bir özgürlük meydanı olarak, bir dayanışma meydanı olarak, bir emek meydanı olarak özgürleşeceği gün için uğraş ediyoruz. Bugün Taksim’deki yasak ve abluka bu ülkedeki iktidarın öz güvensizliğini, kendine güvenmemesini gösteriyor. Binlerce polisle birlikte bir meydanı hapsetmek aslında o ülkeyi yönetenlerin gerçek manada iktidar sahibi olmadıklarını, devleti bir polis devletine çevirdiklerini gösteriyor. O meydanın özgürleşmesiyle emeğin önündeki bütün pürüzlerin kalkması da yakındır. Bunun için daima birlikte uğraş ediyoruz.
Bugün hangi meydana çıkarsak emekçiler kendiliklerinden ‘Kurtuluş yok tek başına. Ya daima bir arada ya hiçbirimiz’ diyor. Ben Türkiye’deki bütün işçileri selamlıyorum. Örgütlü olanları örgütleri nezdinde selamlıyorum. Sendikasız personellere de ‘Bir an evvel sendikalara üye olun, örgütlenin. Örgütlü emekçi güçlüdür, örgütlü emekçinin hakkını kimse yiyemez. Bu yamyamlar örgütsüz çalışanları teker teker sömürüyorlar. Daha sonra da güvencesizlikle, işsizlikle baş başa bırakıyorlar’… Onun için Emek ve Dayanışma Günü’nde, Personel Bayramı’nda Türkiye emekçi sınıfını selamlıyor, örgütsüz olan bütün personelleri, sözümüze bedel veren tüm işçileri örgütlenmeye, sendikalara üye olmaya davet ediyorum.”
“MURAT KURUM’UN BUNU İNKAR ETMESİ, HALKIN REAKSİYONUNDAN KORKTUĞU İÇİN”
Sadece seçim vakti değil, daha bir iki gün evvel Murat Kurum ‘Gündemimizde yok’ dedi. Lakin ardından bugün Ulaştırma Bakanı, ‘Var. Hiç gündemimizden çıkmadı, yapacağız’ dedi. Ulaştırma Bakanı doğru söylüyor. Cumhurbaşkanıyla birlikte geçen şubatın 27’sinde helikopterle Kanal İstanbul güzergahını gezdiler, konuştular esasen. Orada bulunmasına karşın Murat Kurum’un bunu inkar etmesi, halkın yansısından korktuğu için. Son yapılan anketlerde beş İstanbulludan yalnızca biri Kanal İstanbul’a, o da ‘Olabilir’ diyor. Yüzde 80’nin karşı olduğu bir projeyi inatla savunmak, milletle inatlaşmaktır. Ağızlarındaki baklayı çıkardılar. Buradan Tayyip Erdoğan’a sesleniyoruz: Hodri meydan. Koyun İstanbul’a sandığı. Oylayalım Kanal İstanbul’u. Siz Kanal İstanbul’u savunun, biz İstanbul’u savunalım. Bakalım bu referandumdan kim çıkacak? Yürekleri varsa sandığı getirsinler.
“KOYSUNLAR SANDIĞI KENDİLERİNE GÜVENİYORLARSA…”
Bugün Ulaştırma Bakanı demiş ki, ‘ÇED süreçleri referandumdur.’ Oradan, buradan kaçak göçek gösterilen ÇED süreçlerinin referandum olması mümkün değildir. Referandum sandıktır; evet, hayırdır. Koysunlar sandığı kendilerine güveniyorlarsa, oylasın İstanbullu. Kanalı mı istiyor, İstanbul’un geleceğini mi istiyor? İstanbul’un muhafızı Silivri’de, mahpusta. Fakat oradan bile İstanbul’u muhafazaya devam ediyor. Bugün Kanal İstanbul gündemimizdeyse Ekrem İmamoğlu’nun dikkati, gayreti, dirayeti sayesindedir.”
