Yeniçağ Gazetesi: Millet geleceğe dair umudunu kaybetti

Yeniçağ Gazetesi’nin bugünkü manşeti…

Gazetemizi okumak için TIKLAYINIZ…

MİLLET GELECEĞE DAİR UMUDUNU KAYBETTİ

10 bireyden 7’sine nazaran iktisatta durum felaket. Vatandaşların yüzde 60’ı “Gelirim sarfiyatımı karşılamadı” derken, bu makûs gidişatın devam edeceğini düşünenlerin oranı ise yüzde 53 oldu.

Kötümserlik giderek artıyor

İPA’nın araştırmasına nazaran İstanbul’da yaşamanın maliyeti geçen yılın mayıs ayına nazaran yüzde 51,74 artarak 90 bin 32 TL’ye yükseldi. Hayat pahalılığı karşısında maaşlar erirken, vatandaşta da karamsarlık artıyor. İstanbul İktisat Araştırma’nın mayıs ayı raporuna nazaran de iştirakçilerin yüzde 71’i iktisatta gidişatın makus olduğu yorumunu yaptı. Hayat pahalılığından yakınan iştirakçilerin yüzde 53’ü de iktisadın 1 yıl sonra daha berbat yahut çok daha makus olacağını düşünüyor.

En muzdarip olanlar kadınlar

Araştırmaya katılanların geçinme durumlarında “gelirim masrafımı karşılamadı” diyenler yüzde 60’ları buldu. Bu mevzuda en muzdarip olanlar ise bayanlar. “Gelirim sarfiyatımı karşılamadı” karşılığını verenlerin oranının en yüksek olduğu küme yüzde 66 ile işsizler olurken, bu oranı yüzde 64 ile yevmiyeli çalışanlar takip etti. Yaklaşık her 3 emekli, çalışmayıp iş aramayan ve devlet memuru iştirakçiden 1’i “Geçtiğimiz ay gelirim masrafımı ucu ucuna karşıladı” cevabını verdi.

Milli geliri hissetmiyoruz

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası eski Baş ekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara da ulusal gelirdeki artışı vatandaşların neden hissetmediğini anlattı. Kara, “16 bin dolarlık ulusal geliri olan bir ülkeye benzemiyoruz. Zira bunun yüzde 20’si bir defa döviz kurundan geliyor. 16 bin dolardan 3 bin doları çıkarın. İkincisi de gelir dağılımı konusu yani o nasıl paylaşılıyor? Orada da önemli bozulma oldu. O yüzden hissedemiyoruz” dedi.

Ekonomide karamsar bekleyiş giderek artıyor

Vatandaş umudunu kesti. İstanbul İktisat Araştırma ve Danışmanlık tarafından hazırlanan aylık Türkiye Raporu’nda iştirakçilerin yüzde 71’i mayıs ayında iktisadın şimdiki gidişatının “çok kötü” olduğu yorumunu yaptı. İktisadın berbata gittiğini düşünenlerin yüzde 57’si 35-54 yaş, yüzde 68’i ise gençler oldu.

İstanbul İktisat Araştırma mayıs ayı raporuna nazaran, Türkiye’de iktisada dair karamsarlık artarken, iştirakçilerin büyük çoğunluğu ekonomiyi “kötü” olarak tanımlıyor. Geçim sorunu çeken kümelerin başında işsizler ve yevmiyeli çalışanlar geliyor. İstanbul Planlama Ajansı’nın araştırmasına nazaran de İstanbul’da yaşamanın maliyeti geçen yılın tıpkı ayına nazaran yüzde 51,74 arttı. (İPA) datalarına nazaran, nisan ayında dört kişilik bir ailenin ortalama hayat maliyeti 90 bin 32 TL’ye yükseldi.

İstanbul İktisat Araştırma ve Danışmanlık tarafından hazırlanan aylık Türkiye Raporu’nda iktisadın düzgün olduğunu düşünenler azalırken, makûs olduğunu düşünenlerin arttığı görüldü. Geçen aya nazaran iktisada yönelik olumsuz değerlendirmelerde 2 puanlık bir artış yaşanırken, iştirakçilerin yüzde 71’i mayıs ayında iktisadın aktüel gidişatının “çok kötü/ kötü” olduğu yorumunu yaptı. “Ne uygun ne kötü” diyenler yüzde 16’da sabit kalırken, iştirakçilerin yüzde 13’ü iktisadın iyi/çok âlâ olduğunu düşünüyor. İktisat değerlendirmesinde yaş kümelerine bakıldığında, 35-54 yaş aralığındaki iştirakçilerin iktisada dair olumsuz değerlendirmede bulunma oranı yüzde 57 olurken, tıpkı oran gençlerde yüzde 68 oldu. 55 yaş ve üzeri iştirakçilerde ise yüzde 64 oldu. İktisat değerlendirmesinde eğitim düzeyine nazaran cevaplara bakıldığında en büyük değişim ilköğretim ve altı eğitim seviyesinde yaşandı. Mayıs 2023’te ilköğretim ve altı eğitim seviyesindeki iştirakçiler ortasında iktisadın yeni durumunu “Çok kötü/Kötü” olduğunu tabir edenlerin toplamı %54 olurken, Mayıs 2025’te bu oran yüzde 69’a yükseldi. Geçtiğimiz aya nazaran ilköğretim ve altı eğitim düzeyi ile yüksekokul ve üzeri eğitim düzeyinde olumsuz değerlendirmelerin oranı artarken lise düzeyinde düşüş yaşandı. İştirakçilerin yarısından fazlası iktisadın geleceği konusunda karamsar göründü. İktisadın geleceğine karamsar yaklaşanların oranı mart ayından bu yana 4 puan arttı. Katılımcıların %53’ü iktisadın 1 yıl sonra daha berbat yahut çok daha makûs olacağını düşünüyor. Katılımcıların%26’sı ekonomik gidişatın değişmeyeceğini düşünürken %21’i ise düzgünleşme yaşanacağını söz ediyor. Enflasyon beklentilerinin gerilediği görüldü. İştirakçiler gelecek yıl enflasyonun yüzde 61 düzeylerinde olacağını öngördü. İştirakçilerin geçinme durumlarında “gelirim masrafımı karşılamadı” diyenler çoğunlukta olurken, bayan iştirakçiler erkeklerden daha çok bu cevaba yöneldi. 25-34 yaş kümesi haricindeki tüm yaş kümelerinde iştirakçilerin yarısından fazlası gelirinin masraflarını karşılamadığı cevabını verdi. Bu karşılığı verenlerin en yüksek olduğu küme ise yüzde 54 ile 45-54 yaş aralığındakiler oldu.

“Gelirim masrafımı karşılamadı” karşılığını verenlerin oranının en yüksek olduğu küme %66 ile işsizler olurken, bu oranı %64 ile yevmiyeli çalışanlar takip etti. Yaklaşık her 3 emekli, çalışmayıp iş aramayan ve devlet memuru iştirakçiden 1’i “Geçtiğimiz ay gelirim sarfiyatımı ucu ucuna karşıladı” cevabını verdi. “Geçtiğimiz ay gelirim masraflarımı ziyadesiyle karşıladı” cevabını verenlerin en yüksek olduğu istihdam kümesi ise %17 ile devlet memurları oldu. (Ekonomi Servisi)

Prof. Dr. Kara: 16 bin dolarlık ulusal geliri halk hissetmiyor

Prof. Dr. Hakan Kara, Türkiye’nin kişi başına ulusal gelirinin 16 bin dolara yükselmesine karşın vatandaşların bunu neden hissedemediğini anlattı. Döviz kurlarındaki artış ve gelir dağılımındaki bozulmanın, temel neden olduğunu vurguladı.

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası eski Baş ekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, ulusal gelirdeki artışı vatandaşların neden hissetmediğini anlattı. Kara, katıldığı bir oturumda, 16 bin dolar düzeyinde olan Türkiye’nin kişi başına düşen ulusal gelirinin vatandaş tarafından hissedilmemesinin birinci nedenini döviz kurlarına bağlarken, ikinci nedenin de gelir dağılımındaki bozukluk olduğunu belirtti. Kara, yurt dışından bir ekonomistle yaptığı konuşmayı şu biçimde anlattı: 16 bin dolarlık ulusal geliri olan bir ülkeye benzemediğimiz söylendi. Zira bunun yüzde 20’si bir defa döviz kurundan geliyor. 16 bin dolardan 3 bin doları çıkarın. İkincisi de gelir dağılımı konusu yani o nasıl paylaşılıyor? Orada da önemli bozulma oldu. O yüzden hissedemiyoruz. Temel olarak ben de toplumsal medyada paylaştığım vakit daima emsal tenkitler geliyor. Diyorlar ki “niye biz hissetmiyoruz?”